KUR’AN’A GÖRE RUHUN GEÇTİĞİ AŞAMALAR \ Seyfullah DEMİR

Yayınlandı: 13 Mayıs 2013 / Seyfullah Demir, İktibaslar

Tasavvufî anlayışa göre, İnsanda iki ruh vardır: Birine rûh-i hayvânî, diğerine  rûh-i sultânî denir. Benim yazılarımda da bu iki ayrımı yaptığımı görürsünüz. Bende aynı ayrımı hayvansal içgüdüler ve ruhsal içgüdüler olarak yapmaktayım. Ayrıca tasavvufi anlayışa göre ruhun manevi terbiye ve tekâmül esnasında hâl ve mertebeleri yedi kısma ayrılmıştır. Ben bu kademelerin ne anlama geldiğini ruhun bu iki özelliği ışığında açıklamaya çalışacağım.

1.Nefs-i Emmâre

Kulu, Rabbinden uzaklaştırarak kötülükleri işlemeye tahrik eden en süflî durumdaki isyankâr nefstir. “Emmâre” çok emredici demektir. Bu sıfatı haiz olan nefsin yegâne maksadı, hevâ ve heveslerini ölçüsüzce tatminden ibarettir. Şehvetin esîri, şeytanın avenesi olmuş; keyfine, zevkine, günaha düşkün olan nefstir.

arş

Şekil 1 Ruhun kademeleri

Nefsin düşkünlükleri ve aşırı istekleri demek olan şehvetlere karşı her hangi bir mücadele göstermemek, onun arzularına tâbî olarak şeytanın yoluna uyup gitmek de, nefs-i emmâre seviyesinde bulunan kimselerin ahvâli cümlesindendir.

Bu durum Kur’an’da Yusuf 53 Muhakkak ki nefs, kötülüğü şiddetle emreder. Diyerek vurgulanmıştır.

Yukarıda alıntıladığım anlatım ruhun tamamen içgüdüleriyle yaşadığını gösterir. Bu kademe öte dünyada 1. Gök katına karşılık gelir. Ruh sıfır bilinçle yola çıkar. Bu noktaya “Âdemin yaratılması” noktası dedim. Şekil 1 ve 2’de gösterim noktaları aynı yerdir. İnsanoğlu beden  ve ruh olarak yaratılarak tekâmüle sokulmuştur. Beden olarak insan bedeni yerine hayvan bedenleri kullanılmıştır. Çünkü ruh bilinçsiz olduğu için bedenin yaşamasını sağlayabilecek yeteneklere ulaşamamıştır. Bu dönem, şekillerde hayvan bedeni dediğim dönemdir. Ruh tamamen bedenin içgüdülerine esirdir. İçgüdülerin gereklerini yerine getirerek yaşar. Yani yer, içer, çoğalır. Çevremizde gördüğümüz hayvanların içine şu anda otomatik dönemlerini yaşayan ruhlar üfürülmüştür. Bu ruhlar zaman geçtikçe ufak ufak çevresine etki etmeye başlar. Bu gün bir karganın, köpeğin veya yunus balığının zekâlarını kullandıklarını biliyoruz. Fakat bu durum çok kısıtlıdır.

Bu süreç 4 boyutlu kuantum dünyasında devam eder ve Nuh Tufanıyla sona erer.

şekil 2

Şekil 2 Ruhun madde bedenlere bağlı olarak tekâmülü

 2.Nefs-i Levvâme

Levm etmek, kınamak ve ayıplamak demektir. Nefs-i levvâme; yaptığı kötülüklerden, Allah’ın emir ve yasaklarına karşı gösterdiği ihmâl ve kusurlardan pişmanlık duyarak vicdanı muazzeb olan ve bu sebeple de kendisini şiddetle kınayan nefstir. Bu mertebede olan kişi, nefs-i emmâredeki fiillerin bazılarından tövbe edip kurtulmuştur. Yâni gafletten bir nebze sıyrılmış ve günah arzusu azalmıştır. Ancak bu hisler yeterince olgunlaşmadığı için dayanamayıp tekrar günahlara düşmekten de kendini kurtaramaz.

Kur’an’da Kıyâme 2 Yine yo… Kasem ederim o pişman cana (nefsi levvameye) diyerek bu kademeye dikkat çeker.

Alıntıladığım satırlar tam olarak bizi anlatıyor. Yani ruh artık kendinin ve bilincinin farkındadır ama hayvansal içgüdülerini tam olarak yenemez. Büyük mücadeleler yapar. Gittikçe ilerler ama tam olarak egosunu hükmedemez.

şekil 3

Şekil 3 Ruhun, madde ve bilinç yapısı.

Kur’an bu durumları Nefsin kademeleri olarak alır. Ayrıca birde insana kötülük yaptıran ikinci bir varlık olarak şeytanı söyler. Aslında nefis ile şeytan aynı şey gibi gözükmesine rağmen aynı değiller. Şeytan tam olarak insanın hayvansal (rûh-i hayvani) içgüdüleridir. Yani bedenden gelenlerdir. Nefs ise ruhtan gelir. Hayvan döneminde ruhtan gelen pek bir şey yoktur onun için tamamen şeytanın hükmündedir. Fakat insan döneminde ruhtan biraz içgüdüler (rûh-i sultânî) gelmiştir. Bunlar zekâ, vicdan ve sevgidir. İşte insan bu dürtüler arasında kalmış bir varlıktır. Hangi dürtüleri ağır basarsa ona göre davranır. Geliştikçe ruhsal dürtüleri bedenin dürtülerini yener ve iyi insan olur. Bu süreç Nuh tufanından kıyamete kadar sürer. Gök katı olarak 2. gök katında yaşar. Yani ruh dünyaya gelip giderek 5 boyutlu kuantum dünyasında yoluna devam etmiş olur. Şeytan bedenin dürtüleri olduğu için ölümle ruh ondan kurtulur ama tekrar tekrar bedenlendiği için dünyada onun sayesinde hayatta kalır. Eğer bedenin içgüdüleri olmasaydı dünyada hayatta kalamazdık. Şeytan, yani bedensel içgüdülerimiz kıyamette son bulacaktır. Çünkü ondan sonra tekrar bedenlenmeyeceğiz. Onun içinde şeytanla daha karşılaşmayacağız. Bu sebeple şeytana, kıyamete kadar insanlarla uğraşma izni verilmiştir. Ruh öte dünyada tekâmüle devam edecek. İşte nefs ruhun bilinçsiz tarafıdır. Ruh tekâmül ettikçe bilinci artacak ve sonunda tümden saf bilinç haline gelecektir. Bunun başka bir anlatımı da ruhun, madde ve bilinç yanının olması şeklinde de anlatılabilir. Bilimsel makalelerimde ruhun nefs yönü, ruhun madde yönü olarak alınmıştır. Aslında doğru anlatımda odur. Şekil 3’de tekâmül ettikçe ruhun madde yanının azalıp bilinç yönünün arttığı görülmektedir.

 3.Nefs-i Mülheme

Bu mertebede kul, Allah’ın lütfuyla hayır ve şerri hassas bir surette ayırt edebilme ve şehevî duygularının aşırılıklarına direnebilme dirayetine kavuşur. Kalbi Allah’tan gâfil kılan her şeyden uzaklaşır.

Kur’an Şems 7. 8. Ve bir nefse ve onu düzenliyene. Sonra da ona bozukluğunu ve korunmasını ilham eyliyene ki. Diyerek dikkat çeker.

 4.Nefs-i Mutmainne

Cenâb-ı Hakk’ın emirlerine lâyıkıyla uyup, men ettiklerinden titizlikle sakınmak suretiyle manevi hastalıklardan kurtulmuş, hakiki ve kuvvetli bir iman ile de huzur, sükûn ve itmi’nâna kavuşmuş nefstir. Kalb, zikrullâh bereketiyle şüphe ve tereddütlerden arınmış, her an şükür ve sena hâlindedir.

Kur’an Fecr 27. Ey o Rabbine muti’ olan nefsi mut’meinne ayetiyle bu duruma dikkat çeker.

5.Nefs-i Râdıye

Daima Hakk’a yönelmek suretiyle Allah ile beraber olma şuuruna erişmiş, hikmetine ve hükmüne râm olarak Rabbinden razı ve hoşnut hâle gelmiş olan nefstir. Bu mertebeye yükselen kul, kendi iradesinden vazgeçip Hakk’ın iradesinde fâni olmuştur.

6.Nefs-i Merdıyye

Cenâb-ı Hakk’ın bizzat râzı ve hoşnut olduğu bir nefs olan merdıyyede kötü huylar yok olmuş, güzel huylar ve ahlâkî meziyetler inkişaf etmiştir. Öyle ki; Yaratan’dan ötürü yaratılanlara şefkat, merhamet, sevgi, cömertlik, affedicilik ve hassasiyet onda bir lezzet hâlindedir. Bu mertebedeki bir mümin, nefsini en güzel bir şekilde muhasebe ve murakabe eder. Her nefeste varlık ve benlik keyfiyetlerini gözeterek şeytani hilelere karşı boş bulunmaktan sakınır.

7.Nefs-i Kâmile/Nefs-i Sâfiye

Nefs-i kâmile, tezkiye neticesinde arınmış, sâf, berrak, ulvî ve olgun nefstir. Bütün marifet sırlarının tahsil edildiği ve ancak Cenâb-ı Hak tarafından vehbi olarak lütfedilen bir makamdır; Hak vergisidir, sırf çalışmakla elde edilmez. Kader sırrına mebni, ilâhî bir ihsandır.

İslam âlimleri veya tasavvufçular bu nefs kademelerinin dünyada olduğunu düşünürler. Onun içinde dünyasal örneklerle çeşitlendirmeye çalışırlar. Oysa bu nefs kademeleri çıktığı kaynağa dönecek olan ruhun geçireceği evrelerdir. Bu kademelerden sadece ikisi, dünyada bedenli hayatta geçilir. Diğerleri bedensiz yaşamda ve öte dünyada geçilir. Kur’an bu konularda kapalı olarak bilgi vermektedir.

Konuyu tam olarak anlayabilmek için Şekil 1 ve 3’den yararlanmak ve durumu sayılara dökmek gerek.  Her ruh sıfır bilinç, 7 nefs (madde) yapısı olarak yola çıkar ve 7 bilinç, sıfır nefs (madde) yapısına ulaşır. Buradaki 7 rakamı ruhun 7 hali olduğundan alınmıştır. Her gök katı ruhun bir haline karşılık gelir. Buna göre;

  1. Nefs-i Emmâre: Ruh, sıfır bilinç, 7 nefs (madde) olarak başlar ve Nuh tufanıyla bir üst boyuta geçer.
  2. Nefs-i Levvâme: Ruh, 1 bilinç ve 6 nefs olarak başlar ve kıyametle bedenlenme sürecini bitirir.
  3. Nefs-i Mülheme: Ruh, 2 bilinç ve 5 nefs olarak başlar.  3 bilinç ve 4 nefs olarak bir üst boyuta geçer.
  4. Nefs-i Mutmainne: Ruh, 3 bilinç 4 nefs olarak başlar.  4 bilinç ve 3 nefs olarak bir üst boyuta geçer.
  5. Nefs-i Râdıye: Ruh, 4 bilinç 3 nefs olarak başlar.  5 bilinç ve 2 nefs olarak bir üst boyuta geçer.
  6. Nefs-i Merdıyye: Ruh, 5 bilinç 2 nefs olarak başlar.  6 bilinç ve 1 nefs olarak bir üst boyuta geçer.
  7. Nefs-i Kâmile: Ruh, 6 bilinç 1 nefs olarak başlar.  7 bilinç ve sıfır nefs olarak bir üst boyuta geçer.

Yani artık evren denilen bu dünyadan çıkar. Geldiği kaynağa geri döner. Bu işlemin oluşabilmesi için beraber yaratıldığı diğer kısmıyla birleşmesi gerekir. Oda ikiz ruhudur. Son noktada bu ruhlar birbirlerini çekerek birleşirler ve tamamen nefs (madde) yapısından kurtularak saf enerjiye dönüşerek kaynakla bir olur. Bu durum ruhun tekâmülünün başka bir anlatımıdır. Tekâmül ile ikiz ruh konusunu buradan okuyabilirsiniz.

Kaynak:http://imandanihsanatasavvuf.darulerkam.altinoluk.com

yorum
  1. […] Kur’an’a göre ruhun geçtiği aşamalar […]

    Beğen

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.